Google CEO'su Sundar Pichai şirketin geliştirici konferansında yaptığı konuşmada geleneksel sunum tarzının yeniden düşünülmesi gerektiğini ortaya koydu. Google’ın üst düzey yöneticileri ve yöneticileri daha önceki mülakatlarında görsel hikaye anlatıcılığının mesajlarının iletilmesinde önemli bir rol oynadığını söylemişlerdi. Google'ın çalışanları daha cesur, daha taze bir stilde, daha az metin ve daha yoğun görselli sunumlar hazırlamak için eğitim alıyorlar.
Pichai konferansta, "Hikayeler en iyi şekilde resimlerle anlatıldığı için Google'da bullet pointler ve metin ağırlıklı slaytlardan kaçınılmaktadır" dedi. Sunumunda ilk fark ettiğiniz şey her slayttaki büyük miktarda beyaz alandı. Profesyonel reklam tasarımcılarının bir sayfanın tamamını metinle doldurmaktan kaçınması gibi, Pichai de slaytlarını konuya yabancı sözcükler veya sayılarla doldurmaktan kaçınmıştı.
Araştırmacı John Medina bir PowerPoint slaydının ortalama 40 kelime içerdiği sonucuna varmıştır. Pichai'nin sunumunun başından itibaren 40 kelimeye ulaşmak yaklaşık 12 slayt aldı. Slaytlar çoğunlukla fotoğraf ve animasyonlardan meydana geliyordu. Fotoğraf göründüğünde, fotoğrafı veya resmi tanımlamak için birkaç kelime ortaya çıkıyordu.
Örneğin, Pichai'nin ilk slaytında Google’ın temel ürünlerinin (Google arama, YouTube, Android, vb.) logoları ve sadece şu metin vardı: "1 Milyar+ Kullanıcı". Çünkü slaydın tek amacı, Google'ın ürünlerinin aylık 1 milyardan fazla kullanıcıya hitap ettiğini açıklamaktı.
BEYİN AYNI ANDA İKİ ŞEYİ YAPAMAZ
Pichai ve Google'ın slayt tasarımcıları beyin dostu sunumlar oluşturuyorlar. Bilişsel bilim adamları, sandığımız gibi aynı anda çoklu görevleri yapmanın mümkün olmadığını söylüyorlar. Beyin aynı anda iki şeyi yapamaz veya yaparsa da eşit derecede iyi yapamaz. Sunum tasarımı açısından bakıldığında, seyirciler aynı anda hem konuşmacıyı dinleyip hem de slayttaki yazıları okuyamazlar. Bu mümkün değildir.
Washington Üniversitesi biyoloğu John Medina, ikna ve beynin bilgiyi nasıl işlediği konusunda geniş kapsamlı araştırmalar yaptı. Onun önerisi çoğu Power Point slaytını yakmak ve daha az kelime ve daha fazla resimle en baştan başlamaktır. Beyin Kuralları adlı kitabına göre, "Resimleri hatırlamakta inanılmazız. Bir parça bilgi duyun ve üç gün sonra yüzde 10'unu hatırlayacaksınız. Bir resim ekleyin, bu sefer yüzde 65'ini hatırlayacaksınız."
Görsel olarak ilginç slaytlar oluşturmak istiyorsanız, şu cümleyi aklınızdan çıkarmayın: "az her zaman daha fazladır" (less is more). Slayt tasarım gurusu Nancy Duarte, "üç saniye kuralının" izlenmesini önerir. Eğer izleyiciler slaydınızın anlamını üç saniye içinde anlayamıyorlarsa, bu durum slaytınızın çok karmaşık olduğunu gösterir. “Slaytlarınızı reklam panosu olarak düşünün” diyor Duarte, “İnsanlar araba sürerken, billboardları algılamak amacıyla sadece çok kısa bir süre için gözlerini yoldan ayırabilirler. Benzer şekilde, sunum yaparken izleyicileriniz dikkatle söylediklerinize odaklanmalılar ve slaytlarınıza yalnızca siz onları gösterdiğiniz zaman kısa bir bakış atmalılar."
En son ne zaman bir madde işareti listesine sahip bir ilan panosunu gördünüz? Madde işareti noktaları, PowerPoint slaytında oluşturmanın en kolay ve en az etkili olanıdır.
Chris Anderson, TED Talks adlı kitabında şöyle yazıyor: “Klasik PowerPoint slayt başlıkları ve ardından gelen madde işaretli uzun uzun cümleler, izleyicinin dikkatini tamamen kaybetmenin en kesin yoludur. Konuşmacılar TED’le geldiğinde önce onlara bir içki koyar, sonra da yanlarına oturup sunumlarındaki bilgileri silmek, silmek ve silmek için izinlerini isteriz."
Anderson'a göre, her bir madde imi kendi slaydına sahip olabilir. Madde işareti slaytta bir cümle haline gelebilir veya tamamen bir fotoğrafla yer değiştirilebilir. Pichai’nin AI’daki Google sunumunda, beş numaralı slayt konuşmanın ana temasını bütünüyle anlatıyordu. Slaytta sadece dört kelime vardı: "AI'den Önce Mobilin Önceliği"
Pichai'nin slaydı TED'in kuralına uyuyordu: "Sil, sil ve sil..." Google'ın işine yaradı... Öyleyse sizin sunumlarınızda da işe yarayacaktır...
Comments